Türk otomotiv endüstrisinin temelleri, Türk yapımı ilk otomobillerin geliştirilme çalışmalarına başlandığı 1960’lı yıllara dayanmaktadır. Türk otomotiv sektörü, temellerinin atıldığı yıllardan bu yana hızlı bir sanayileşme ve gelişme süreci içerisinde montaj ağırlıklı ortaklıklardan tasarım yeteneği ve geniş üretim kapasitesine sahip dünya çapında bir endüstriye dönüşmüştür. Uluslararası kalite ve güvenlik standartlarını yakalayan, hatta bu standartların ötesine geçen, günümüz Türk otomotiv endüstrisi, katma değerli üretim anlayışı sayesinde son derece verimli ve rekabetçidir.
Otomotiv endüstrisi, Türkiye'deki imalat sektörünün ana itici güçlerinden biridir. 400.000'i aşkın kişiye istihdam sağlayan otomotiv sektörü aynı zamanda ülkedeki temel işverenlerden biridir. Sektör toplam ihracattaki %16'lık payıyla aynı zamanda ihracat şampiyonudur. En fazla ihracat yapan beş firmadan üçü otomotiv endüstrisinde faaliyet göstermektedir.
Bunlara ek olarak otomotiv sektörü, teknik bilgi ve yüksek teknolojili üretim becerilerinin Türkiye'ye aktarılmasında da hayati bir rol oynamaktadır; Türkiye'deki 137 Ar-Ge merkezinden 50'si otomotiv sektöründe faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulmuştur. Teknolojiden yararlanmak üzere istihdam ettiği kalifiye iş gücü, ülkenin stratejik açıdan önem teşkil eden diğer sektörleri açısından da hayatidir. Türkiye'deki Ar-Ge personelinin üçte birinden fazlası, otomotiv sektöründe çalışmaktadır.
Bu sebeple sektörün rekabet gücünün daha da artırılması ve iyileştirilmesi, Türk ekonomisinin sürdürülebilir bir şekilde büyütülebilmesi açısından azami önem taşımaktadır.
Türk hükümeti Şubat 2011'de sektörün geleceğini şekillendirmek amacıyla resmi bir otomotiv sektörü strateji belgesi yayınlamıştır. Belgede temel amacın, "otomotiv sektörünün sürdürülebilir küresel rekabet gücünü artırmak ve ileri teknoloji kullanımının ağırlıklı olduğu katma değeri yüksek bir yapıya dönüşümünü sağlamak" olduğu belirtilmiştir. Belge aynı zamanda bu ana hedefe ulaşmayı sağlayacak eylemleri de tanımlamaktadır. Bu resmi stratejinin kilit öğeleri, hâlihazırda üzerine araştırmaların yürütülmekte olduğu yerli otomobil üretimini içermektedir. Gelecek yıllarda Türkiye, kendi markası olan birkaç ülkeden biri haline gelmeyi hedeflemektedir.
Bu faaliyetler, şirketlerin Ar-Ge, tasarım ve marka oluşturma becerilerini iyileştirmenin yanı sıra yasal ve idari sistemler ile fiziksel altyapıyı da iyileştirmeye yöneliktir. Bu belge ile Türkiye gelecek yıllarda zorlu bir rakip olmaya hazırlanmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'de faaliyet gösteren yatırımcılarca fark edilecek şekilde sektöre olan bağlılığının altını çizmektedir.
Türkiye'deki otomotiv üreticilerinin ürün gamı, sedanlardan ağır kamyonlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Düşük maliyetli ve nitelikli iş gücü, dinamik yerel pazar ve elverişli coğrafi konumunun avantajından yararlanan Türkiye’nin araç üretimi 2002 yılında 374.000 iken, bu rakam 2013 yılında 1.125.534 araca çıkmıştır. Aynı süre zarfında araç üretimi yıllık olarak ortalama % 10,53 büyüme kaydetmiştir.
Türkiye bu performansla dünyadaki 16. en büyük motorlu araç üreticisi haline gelmiştir. Türkiye, şu anda özellikle ticari araç üretiminde bir mükemmellik merkezine dönüşmüştür. 2013 yılı sonu itibarıyla Türkiye, Avrupa'daki en büyük hafif ticari araç üreticisidir.
Otomotiv üreticileri, yurt dışı satışları için Türkiye'yi üretim üssü olarak gittikçe daha fazla tercih etmekte; Türkiye'deki üretimin yaklaşık % 73'ü yabancı pazarlara yönelik gerçekleşmektedir. 2013 yılında 828.000'in üzerinde araç Türkiye'den farklı pazarlara ihraç edilmiştir. Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Romanya ve ABD, Türk otomotiv sektörünün temel ihracat pazarları olmakla birlikte, yeni otomobil satışları için daha fazla talep potansiyelinin bulunduğu gelişmekte olan civar ülkeleri hedefleyen şirketler sayesinde ihracat noktalarında bir çeşitlenme eğilimi görülmektedir.
Türkiye'nin otomotiv sektöründeki gücü, büyük uluslararası otomotiv üreticilerinin sektöre yatırım yapmasını teşvik eden güçlü yerel talebe dayanmaktadır. Ülkenin güçlü ekonomik performansı ile desteklenen otomobil satışları, geçtiğimiz yıllarda dikkat çekici bir artış göstermiştir. 2003 ile 2013 yılları arasında Türk otomotiv pazarı ortalama % 11,48 büyümüştür (YBBO).
2013 yılında araç satışları, 888.571 birime ulaşmıştır. Türkiye, 2013 sonu itibarıyla AB'ye kıyasla beşinci büyük otomotiv pazarıdır. Güçlü satış rakamlarına rağmen 1000 kişi başına düşen 165 araçla Türkiye'deki araç penetrasyonu, ortalaması 500 olan Avrupa'nın hâlâ epey gerisindedir. Bu da otomobil üreticileri için sayısız fırsat olduğuna işaret etmektedir. Otomobil sahibi olma oranının düşüklüğü ile birlikte satın alma gücünün artması, gelecek yıllarda otomobil satışlarını artıracaktır.